Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi) Neden Olur?
Burun fonksiyonlarını yerine getiren ve hassas bir yapıya sahip olan konkaların içinde barındırdıkları kemik ve / veya yumuşak dokuda, zaman zaman normal ötesi şişme ve büyüme gibi yapısal bozukluklar meydana gelir. Bu büyümelere Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi – turbinate hypertrophy) denir. Söz konusu büyüme çoğunlukla alt konkada, nadiren ise orta konkada görülür.
Alt konka büyümesi; alerjik nedenler ya da yaşanan burun travmaları sonucunda septumda oluşan eğrilikler (septum deviasyonu) nedeniyle oluşur. Çok nadir vakalar hariç çocuklarda görülmez. Bazen gebelik, hormonsal hastalıklar ve kullanılan ilaçlar da alt konka büyümesi için bir etkendir.
Alerji rahatsızlıkları olan kişilerin konka dokularında oluşan iltihaplanmalar, bu dokularda ödem oluşmasına, damar genişlemesine ve kanlanmalara yol açarak konkanın büyümesine sebep olurlar.
Deviasyonu olan kişilerde ise; septumdaki yani burun kemiğindeki eğriliğin meyil ettiği burun boşluğunun ters tarafındaki boşluk genişleyeceğinden, konka hava kanalını kontrol altına almak ve normal hava akışını korumak için bu genişliği daraltma eğilimine girmekte ve büyümektedir. Bu büyümeye Telafi Edici Büyüme (compensatory hypertrophy) denilmektedir.
Hamilelik esnasında kadınlarda meydana gelen hormonsal değişiklikler ile sinüzit, tiroit bezi hastalıkları, şeker hastalığı ya da aşırı hormon üretilmesi gibi hastalıklar da konkalarda kanlanma ve ödem oluşmasına, bunun sonucunda da konka büyümesine neden olabilmektedir.
Burun içerisindeki farklı bir yapı olan sinüsleri oluşturan hava kesecikleri, bazen olmamaları gereken yerde, orta konka iç kısmını oluşturan kemik yapısının içerisinde bulunurlar. Bu kemik içerisinde hava kabarcığı oluşması durumuna konka bülloza (concha bullosa) denir ve orta konkanın büyüyerek hava yolunu kapatmasına neden olur.
Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi) Ne Gibi Şikayetlere Neden Olur?
Konka Hipertrofisi olan kişilerin en büyük şikâyeti burun tıkanıklığıdır. Çünkü konka büyür ve hava yolunu daraltır, vücudun ihtiyaç duyduğu yeterli hava miktarı burun yoluyla elde edilemez hale gelir. Solunum sistemi için gerekli olan ve burun tıkanıklığı nedeniyle elde edilemeyen hava, ağız yoluyla alınır. Ağız bölgesinde, burun kılları ve burun etinin yaptığı görevleri telafi edecek bir yapı bulunmadığından ağızdan alınan hava kuru ve tozlu olup, ağzın kurumasına ve toz yutulması nedeniyle akciğer enfeksiyonlarına neden olur. Normalde vücudun yatay olduğu pozisyonda büyüyen konkalar, konka büyümesi etkisiyle çok fazla büyüyeceğinden horlamaya neden olur, uyku kalitesini düşürerek yorgunluğa ve bitkinliğe yol açar. Fazla efor sarf edilen spor ya da emek-yoğun faaliyetlerde güçlükler yaşanır.
Konka Hipertrofisi, hava akışının normal seyrini etkilediğinden yüz ve alın bölgesinde, özellikle sinüs bölgelerinde baş ağrılarına sebep olur.
Aynı zamanda vücuda giren kir, toz, virüs, bakteri ve toksinler sık sık tekrarlanan alerjik tepkimelerin oluşmasına sebep olurlar. Alerjik problemlerle birlikte yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen burun kaşıntısı ve akıntısı, göz akmaları ve kaşıntıları, hapşırma gibi ikincil rahatsızlıklar da baş gösterir.
Doğal yapısı bozulan konkalar, alınan kokuların yanlış algılanmasına ya da algılanamamasına sebep olur.
Orta konkalarda meydana gelen konka bülloza ise ileri seviyeye ulaştığında, sinüslerin burun boşluğuna açıldığı kanal girişlerinin daralmasına ve sinüzit oluşmasına neden olur.
Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi) Teşhisi Nasıl Konulur?
Alt konkada oluşan hipertrofi; konkanın içerdiği yumuşak doku büyümesi, kemik büyümesi ya da her iki yapının birlikte büyümesi şeklinde ortaya çıkar. Büyümenin hangi bölgede olduğunun doğru teşhisi, tedavi yönteminin de doğru seçilmesini sağlayacaktır.
Teşhis için Konka Hipertrofisi belirtilerini gösteren hastanın burun içi muayenesi ağrısız bir şekilde fiziksel, radyografik görüntüleme ya da kameralar yardımıyla yapılır. İhtiyaç duyulduğunda doktor tarafından tetkik ve detaylı görüntüleme istenebilir.
Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi) Tedavisi Nasıl Yapılır?
Konka Hipertrofisi tedavisinde amaç; burun etinin küçültülmesi (konka redüksiyonu) ve şikâyetçi olunan problemlerin ortadan kaldırılmasıdır. Genellikle cerrahi, lazer ve radyo frekans yöntemlerinden biri uygulanır. Oluşan hipertrofinin bölgesi, büyüklüğü ve hastanın şikâyetlerine göre farklı tedavi yöntemleri kullanılabilir:
Pasif Önlemler: Konka hipertrofisi var olmakla beraber şikâyetler çok yoğun ve sık değilse, günlük yaşam kalitesini etkilemeyecek derecedeyse; yastık ya da yatak başının yükseltilmesi, yaşam alanında nemlendirici cihazlar kullanmak, burnun tuzlu su veya burun yıkama kitleri ile sık sık yıkanması gibi önlemler olumlu sonuçlar doğuracaktır.
İlaç Tedavisi: Yine hipertrofinin durumuna göre, kullanım süre ve sınırına uymak şartıyla doktor tarafından uygun görülecek burun spreyi ve alerji ilaçları (antihistaminikler ve dekonjestanlar) kullanılabilmektedir.
Radyo Frekans Uygulaması (Submukozal Diatermi – SMD): Genel anestezi kullanımının riskli olduğu hastalarda, çocuklarda, tansiyon rahatsızlığı nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalarda, konka büyümesinden başka bir burun yapısı bozukluğu görülmeyen hastalarda tercih edilen bir yöntemdir. Genelde lokal anestezi kullanılarak müdahale edilir. Alt konkaya 3 ayrı noktadan iğne batırılarak yaklaşık 10 dakika süreyle ısı verilmesi yoluyla mukozalı yapıya zarar vermeden uygulanır. Uygulamadan sonra 2-3 hafta süreyle konkada büyüme görülür. Sonrasında ısı verilen konkada büzüşme ve küçülme başlar ve 6 haftaya kadar tamamlanır. Uygulama sonrası hastaneden taburcu olunur ve günlük hayatı etkilemez. Cerrahi müdahale kadar etkin değildir ve ilerleyen süreçte büyüme tekrarlayabilmektedir.
Lazer Uygulaması: Önceki yıllarda sık olarak kullanılmasına rağmen, operasyon sonrası ağrı ve kabuklanmanın fazla olması, ayrıca uygulamanın ekonomik olmaması radyo frekans ve cerrahi yöntemlere göre daha az tercih edilmesine yol açmıştır.
Cerrahi Müdahale: Kesme, tıraşlama ve kırma uygulamaları şeklinde yapılır. Hastanın da fikri alınarak; genel, lokal ya da sedasyon anestezi türlerinden birisine cerrah tarafından karar verilir. Cerrahi müdahalelerde göz önünde bulundurulması gereken en önemli husus; mukozalı yapıya mümkün olduğunca zarar vermemek, zorunluluk durumunda minimum düzeyde zarar vermektir. Tıp alanında yaşanan gelişmelere paralel olarak, konka küçültme ameliyatları da (konka redüksiyonu) ağrısız, yan etkisi sınırlı, iyileşme süresi daha kısa bir hale gelmiştir. Kullanılan özel aparat ve aletlerle konkanın üzerini kaplayan mukozalı yapıya zarar verilmeden altındaki yumuşak doku fazlalığı alınır. Bu müdahaleye Alt Konka Kemik Çıkarımı (Inferior Turbinate Bone Resection – ITBR) denir. En içte bulunan kemikte büyüme varsa kemiğin de bir kısmı tıraşlanır. Bu müdahaleye de Alt Konka Koronektomi (Partial Inferior Turbinectomy – PIT) denir. Operasyon süresi, müdahale edilen her bir konka için 15 dakika kadardır. Operasyon sonrası tampon ya da içerisinde hava geçiş kanalları bulunan silikon splintler yerleştirilir. Tampon ve splintler çıkarıldıktan sonra birkaç gün hafif kanamalar görülebilir. Genelde bir hafta istirahat edilmesi önerilir. İstirahat döneminden sonra çalışmaya ve günlük yaşama dönülebilir.
Bu yöntemlerin dışında Argon Plazma Uygulaması, Krioterapi (Dondurma Yöntemi) Uygulaması gibi farklı uygulamalar da mevcuttur.
Konka Hipertrofisi (Burun Eti Büyümesi) Ameliyattan Sonra Tekrarlar mı?
Burun etinin küçültülmesi (konka redüksiyonu) uygulamalarının tamamında mukozalı yapı korunmaya çalışılır. Bu da burnun hassasiyetini, olması gerektiği seviyede tutar, yani burun eti ameliyatından önce nasıl konkaların büyüme riski varsa sonrasında da o kadar vardır. Alerjik rinit rahatsızlığı olan hastalarda bu risk biraz daha yüksektir. Ancak görülmektedir ki; cerrahi müdahale sonrası konka hipertrofisi yenilemesi vakası, diğer uygulamalar sonrasına göre daha az görülmektedir.
Burun etinin küçültülmesi (konka redüksiyonu) uygulamalarında dikkat edilmesi gereken bir başka husus da konkaları aşırı küçültme ya da tamamen almanın; burun fonksiyonları için hayati öneme sahip konkaların görev yapamaz hale gelmesine yol açacağı ve sakıncalı olduğudur. Çünkü bu durum; burundan geçen havanın hissedilmediği, kabuklanma ve kötü koku alma sorunlarının yaşandığı Boş Burun Sendromu (Empty Nose Syndrome – ENS) olarak tanımlanır.
Eğer siz de sürekli burun tıkanıklığı yaşıyor, nefes almakta zorlanıyor ve sık sık sinüzit, baş ağrısı, horlama, burun ve geniz akıntısı gibi problemler yaşıyorsanız iletişim bilgilerimizi kullanarak bize ulaşabilirsiniz.
Hastalarımızdan YorumlarHastalarımızdan Yorumlar
Melisa Aktürk
Elad bey ile ilk görüşmemde kendisine hemen güvendim. Hem sıcak kanlı, güler yüzlü bir doktor hem de detaylıca, dürüstçe her şeyi açıklıyor. Ameliyatımın 1. ayındayım. Morluksuz, ağrısız bir süreç geçirdim. Ayrıca daha şimdiden burnumun şeklini çok seviyorum :) Doğal, yüzünüzle uyumlu bir burun istiyorsanız Elad bey çok doğru bir tercih. Ekibi ve kendisi çok ilgililer. Ameliyatı yaptım bitti diye düşünmüyorlar. Gönül rahatlığı ile doktorumu tavsiye edebilirim. Kendisine ve ekibine sonsuz teşekkür ederim.
Elif Demirtaş Kanburoğlu
Kendisine ilk görüşme için gittiğiniz de zaten ameliyat için gün alıp çıkacaksanız :) o kadar tatlı ve herşeyi en ince detayına kadar anlatan bir doktor. 1 tane kötü yorum gördüm bence kasti Elad beyi tanıyan herkes böyle bir üslupla hastaya davranmayacağını bilir
Burcu Çebi
Görebileceğiniz en tatlı, en ilgili, güleryüzlü doktorlardan biri olacağından şüpheniz olmasın! Yaptığı güzel işlerle, duruşuyla muazzam bir insan. Ameliyatımın 5. ayındayım ve onu tercih ettiğim için çok mutluyum. İyi ki siz Elad Bey :) Güzel daha nice işlere imzanızı atacağınızdan şüphem yok. Ve siz bir işlem görmek isteyip, araştırmaya giren ve bu yorumu okuyan sevgili arkadaşlar, Elad Bey’i tercih ederseniz mutlu olursunuz
Paylaş
İncele